6 Ağustos 2025 Çarşamba

Vahşi Kadınlar- Aoko Matsuda



Alanya'da tatil yaptığım sıralarda bitirdiğim kitaptır. Bu eserde yer alan öykülerde, geleneksel Japon tiyatro ve performans sanatları olan kabuki ve rakugo eserlerine konu edilen Japon hayalet öykülerinden, kahramanlarından ilham alınmış. Her öykünün başında ilham alınan eserin özeti yer almaktadır. Her hikayede kahramanlar bir hayaletle karşılaşmaktadır.

*
 "Hiçbir talihsizliğin yaşanmadığı bir hayat yoktur." (s. 19)

**
Bitirdiğim bir  diğer eser:

- Beyaz Kitap, Han Kang, 143 sayfa

Tatil dönüşü arka planda, bakanlığın projelerindeki revize çalışmalarım devam etti. 

***

Sevgiler.








29 Temmuz 2025 Salı

The Greatest Showman, 2017



P.T. Barnum'un hayatından ilham alan cesur ve göz kamaştırıcı bir müzikal. Bir sirkin yoktan var edilme sürecinde Barnum toplum tarafından dışlanan, ucube olarak görülen, aileleri tarafından gizlenen insanları bir araya getirir. Onlarla değişik gösteriler hazırlar. Ancak giderek artan daha fazlasını başarma hırsı birtakım büyük sorunları da beraberinde getirir. Film içinde fazlaca yer alan müzik performansları ve görsel efektleri ilgi çekici. 

*

Dizi olarak Friends'e başladım. 

**

Sevgiler.

21 Temmuz 2025 Pazartesi

Saye-i Nar-ı Cüda- İnci Öztürk


Karadeniz bölgesinde geçen roman iki ana bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, kahramanların geçmişe dönük yaşantılarını okudum. İkinci bölümde, geçmişle beraber şekillenen olayları. Ahmet ve Zeynep'in, gençlik yıllarında filizlenen aşkını gölgeleyen hazin olayların izlerinde yürüdüm. Yalın ve açık bir dille anlatılan, bu akıcı romanın  içinde geçmişin yükünü, acılarını, zorluklarını, aşklarını ve kahramanların çetin şartlarla mücadelelerini gördüm. Kitabın bazı kısımlarında, karakterlerin iç dünyaları büyük yazarların özdeyişleriyle bütünleştirilmişti. Bu harmanlayış ve Zeynep'in defterine düştüğü notlar hoşuma gitti. 

Bazı aşklar ne kadar köklü olursa olsun, kaderin bitmek bilmeyen oyunları o aşkın içine nar-ı cüda düşürür. Nar-ı cüda, ayrılık ateşi. O ayrılıklar mı böylesi aşkları unutulmaz kılar? Bu doğrusu, derin bir muammadır.

*

"İnsanların doyumsuz olduklarını, ellerindekiyle yetinmediklerini gördüğümde anladım. İnsanlara neler yaşattıklarını, kendi çıkarları uğruna karşılarındaki insanları nasıl harcadıklarını... İşte o anda sen geliyorsun aklıma. Karşımda olsan sana anlatırdım olanları mesela. Yahut anlatmaz yanında susardım saatlerce ve sen, konuşmasam bile anlardın beni. Ya da anlamazdın bilmiyorum. Acaba senelerce ben mi anladığını düşünmüştüm? İçimde alazlanan yangınlarımın hiçbirinin senle alakalı olmamasını dilerdim. Benim nezdimde yaşanacak bir sevda değildin elbette bundan sonra. Bizim sevdamızın bir masumiyeti vardı. Ya da ben mi öyle sanmıştım? İçinde yalan barındıran şeyler gerçek olabilir mi? Şimdi çalakalem yazdığım cümleler, satırlar, paragraflar var. Yeter mi anlatmaya olanları? Hani, diyorum, çıksan bir köşeden, otursan usulca yamacıma. Öylece sussak sonsuza kadar. Yeter mi içine düştüğüm yangınları söndürmeme? Ya da en iyisi mi sen hiç karşıma çıkma, böylesi daha iyi..." (s.103)

**

Sevgiler.

13 Temmuz 2025 Pazar

Coda, 2021

İşitme engelli bir ailenin duyan tek üyesi Ruby'dir. 

Ruby, ailesine balıkçılık işinde yardımcı olurken, bir yandan da müziğe olan tutkusunu keşfeder. 
Şarkı söyleme yeteneğini geliştirmek ve bir müzik okuluna gitmek ister. Ancak ailesine karşı sorumlulukları da vardır. 
İki uç arasında gidip gelen bir gencin müzikle dolu yolculuğunu, beğendim:)

*

Dexter'ın sekiz sezonunu da bitirdim. 


**
Sevgiler.








11 Temmuz 2025 Cuma

Ressamın İsyanı- Gündüz Vassaf


Altı yüz yetmiş iki sayfalık kitabın merkezinde, on altıncı yüzyıl resmine farklı bir yön veren Caravaggio'nun resimleri var. Roman dört bölümden oluşuyor: Birinci Kitap: Ortigia, İkinci Kitap: Lara, Üçüncü Kitap: Yolda, Dördüncü Kitap: Procida. 

Romanın ana karakteri ressamın "Azize Lucia'nın Gömülüşü" resminden etkilenir ve onun hayatının, resimlerini izini sürer. Caravaggio onun hipnozu, makberi, dirilişi, uyanışı, rüyası, sorgulayışı ve büyük arayışı olur. Yollarda kendini gömer, yolun sonunda başka bir durakta yeniden hortlatır. Saat sınırlamalarıyla daralır, hayaller kurar. Saliselik serbest çağrışımlarla güneşte fırtınalar koparır, efendim kültür kevgiri olur, dinlerden huzursuz yakınmalara gark olur. Ülke ülke, kültür turizmini canlandırırken aslında kendi hayatının, kendi arayışlarının peşine düştüğünü ayrımsar. Lara ile aşkın kimyasını, simyasını anlar. Gündelik ilişkileri de fast food hızıyla tüketir ama Lara hep vardır.

Yazar, yedi yılda tamamlamış bu eseri. Başlangıçta da okurun demlenerek okumasını salık vermekte. Öyle okumaya çalıştım. Çok gezdi benimle. Alıntıların bir kısmını defterime yazdım, bir kısmı da burada dursun istedim.

*
"Ölümü düşünerek yaşayacağına, yaşadığını düşünerek öl," dememe kızmıştı. Ölümünü yaşarken yaşatıyordu. O yaklaştığını hissettiği ölümün bencilliğinde, ben acısıyla yüzleşmememin korkaklığında, günlük yaşamımıza toz kondurmamayı oynadığımızın farkında mıydık? Farkında mıydık, ölümünün kokusunu alan ben, soğuk havada kaşkolünü almasını hatırlatırken, ölümünün aynası olduğumun? (s.586-587)

"İyi okur kendini yazara kaptırmaz. Kabul ediyorum, romancı masal anlatıcısıdır. Ama masallar, dünyamızdan kaçıp soluklanma yeri olmakla sınırlıysa düzenin afyonu olmaktan ne farkı var."(s. 522)

"Yol özgürlük. Evinde tekrarlıyorsun kendini. Kahvaltın aynı. Yatağın aynı. Perdelerle örttüğün pencerenden manzara aynı. Yol arkanda bıraktığın, vardığında yenileriyle karşılaşacağın problemlerden uzak. Yaptıklarını, yapmadıklarını, yapacağını sandıklarını gözden geçirmek. Arafta olmak. Peki ben ne halt ediyorum? Caravaggio peşinde kendimi kovalıyorum. Yalan!" (s.584)

**

Bu süreçte okuduğum diğer kitaplar:

- Bir Haftada Sabahattin Ali, 127 sayfa
- Mavi Zamanlar, Mavisel Yener, 198 sayfa
- Sarkaç, Şengül Can, 93 sayfa

***
Sevgiler.


26 Haziran 2025 Perşembe

KE ÇOCUK, sayı 18


 Kaju, güzel bir arkadaşımın kedisinin adı. Onun maceralarını yazmaya, kızım Öykü'nün dünyasından esinlenerek başladım. Derginin eve geldiği bir gün Öykü'ye, Kedicik Kaju'nun hikayelerini bir seri mi yapsam? diye sordum. Evet anne çok tatlı olur, dedi. 

Bir gün ajandasına onunla ilgili kendisi de hikayeler yazmaya başladı. Bunlardan birini bilgisayar ortamında yazdım ve dergiye gönderdim. Ona söylemedim tabii. Dergide ilkokul öğrencilerinin eserlerine yer veriliyor. Hikayesi yayımlanırsa ona bir sürpriz olsun istedim. Bu sayıda, onun hikayesini görünce hemen haber verdim ve çok sevindi. 

Bu sefer kızım Öykü'nün çocuk hikayesi dergi günlüğümde yerini alsın:)

Sevgiler.